Kamp ışığında

Orhan Yıldırım, Beşiktaş'ın Almanya kampını değerlendirdi.

Beşiktaş’ın yeni sezon öncesi yurt dışında yaptığı hazırlık kampının Almanya ayağı tamamlandı. Bu etapta oyuncuların karnesini Çıkarmak doğru bir yaklaşım olmaz. Kamp boyunca asıl öne çıkan durum antrenman metotları oldu. Şöyle ki; Biliç ilk günden itibaren Taktik ve teknik konular üzerinde durdu. Çalısmaları bu yönde yaptırdı. Hırvat hocanın yorumu: yetenekli oyuncular olduğu ancak takım oyunundan uzak kalınması yönündeydi.Bir diğer konu ise geçen yıl takımın yediği goller. İşe buradan başladı. Önder Özen ile ilk ters düşülen konu transferde oldu. Bilic önceliğin forvet ya da her iki bek değil, ön liberoya verilmesini istedi. Hocaya göre savunma ile orta alan ve kanatlar arasındaki boşluk yenilen gollerde birinci neden. Bir tek Sezer Bilic ile Özen arasındaki sıkıntı büyümeden aşıldı. Franco, Ömer ve Gökhan Töre, Özen’in aldırdığı isimler. Eneramo da aynı. Bir tek Sezer var. O da yönetim kaynaklı. Acak bundan sonraki gelecek oyuncuları bizzat Bilic belirleyecek. Transferler soru işareti Takıma katılan isimler herkesin kafasında netleşmiş değil. Biraz ‘ya tutarsa’ mantığı var. İsimlere tek tek bakalım. Franco: Kolombiyalı oyuncu üst seviyede bir takımda oynamamış. Genç ve yetenekli olduğu söyleniyor. Bambaşka bir iklim, kültür ve ortama geldi. Verimliliği merak konusu. Gökhan: Almanya’da çıkış yakalayan gurbetçi oyuncu Rusya Ligi’nde tutunamadı. Futbol yaşantısında resmi maçta gol atamayan Gökhan’ın burada yeniden kendini kanıtlama düşüncesi öne çıksa da, kapalı kutu. Ömer: Geleceğe yönelik yapılan transfer. Çok yetenekli. Ofansif yönde takıma katkısı olacaktır. Özel yaşantısına dikkat ederse kadroyu zorlar. Sezer: Manisa ve Eskişehir’deki çıkışını Fenerbahçe’de gösteremedi. Küçük takımların, büyük oyuncusu yakıştırmasını terse çevirip çeviremeyeceği bilinmiyor. Günay: Almamya’dan alınan geç file bekçisi kendine çok güveniyor. Karşı karşıya ve yüksek toplarda yer tutması, sezgisi üst düzeyde. Maç tecrübesi handikabı var. Yıldız isteyen mi var! Yıllardir transferde yapılan hatalar sürüyor. Taraftar zaten Ronaldo, Messi gibi en üst düzeyde oyuncu beklemiyor. Ancak Ferdinand, Madida, Amokachi, Kleberson, Nouma, Carew gibi bir alt kademe ya da, Guti, Drogba, Sneijder gibi futbol yaşantısının son düzlüğüne girmiş isimlere bakıyor. Gündemde olan Ronaldinho ve Adebayor gibi.. Çok oyuncu almak yerine az ama öz transfer yapmak da öyle zor değil. Bilic faktörü Yeni hocanın takıma verdiği hava ortada. Futbolcular Del Bosque gibi babacan, diyaloğa yakın olarak özetliyorlar. Bir diğer ve daha önemlisi ise çalısmalardan herkes memnun. Aybaba ile taktik çalışmadıklarını belirtip, Bilic’in bunu yaparken kendilerini sıkmadığını ifade ediyorlar. Sakatlıklara davetiye gibi Bilic’in ilginç uygulamaları takımdaki herkesi fazlasıyla memnun ederken ilginç, bir o kadar da tehlikeli olabilecek uygulamaları da var. Almeida geldiği gün çift kale maçta oynadı. Ertesi gün adale sorunu yaşadı. Ayrıca ilk idmandan itibaren bu uygulama sürdü. Nu kez de ikinci etabın ikinci gününde hazırlık maçı olması da, olası sakatlıklara davetiye çıkarır nitelikte. Değişim zorluyor Her sene değişime giden Kartal’da bu sezon da aynı durum yaşanıyor. Sancılı süreç için St.Pauli maçını baz almak doğru olmasa da eldeki veriler, ağrıların izin süreli olacağının göstergesi. Beşiktaş’ın sezon başı röntgenini çekmek için ciddi rakipler ile yapılacak olan 3 maç ve kampın ikinci etabını beklemekten başka çare yok.